ATASÖZLERİ
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
• Acele eden ecele gider.
• Acele işe şeytan karışır.
• Acelede nedâmet (pişmanlık), teennîde (ağır davranmada) selâmet vardır.
• Acı acıyı bastırır.
• Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
• Aç ayı oynamaz.
• Aç doymam, tok acıkmam sanır.
• Aç gözünü, açarlar gözünü.
• Aç kurt arslana saldırır.
• Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır.
• Açık ağız aç kalmaz.
• Açlıktan başka her şeyin çaresi bulunur.
• Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü.
• Adam, adam sayesinde adam olur.
• Adam adamı bir kere aldatır.
• Adamakla mal tükenmez.
• Adamın kıymetini adam bilir.
• Adı çıkmış dokuza, inmez sekize.
• Adım Hıdır, elimden gelen budur.
• Adın çıkacağına canın çıksın.
• Ağaca dayanma kurur, insana yaslanma ölür.
• Ağaç yaşken eğilir.
• Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
• Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
• Ağlayanın malından gülene hayır gelmez.
• Ağlatırsa Mevlâm bir gün güldürür.
• Ağzından çıkanı kulağın duysun.
• Ahmak gelin yengeyi halayık (kadın köle, cariye) sanır.
• Ahrette iman, dünyada mekân.
• Ak akçe kara gün içindir.
• Akacak kan damarda durmaz.
• Akçeli adamdan dağlar korkar.
• Akçenin gittiğine bakma, işinin bittiğine bak.
• Ak koyun görüp içi dolu yağ sanma.
• Akıl akıldan üstündür.
• Akıl yaşta değil, baştadır.
• Akıllı düşman akılsız dosttan iyidir.
• Akıllı düşününceye kadar deli oğlunu everir.
• Akıllı köprüyü arayıncaya kadar deli suyu geçer.
• Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.
• Akılsız köpeği yol kocatır.
• Akla gelmeyen başa gelir.
• Akşamın işini sabaha bırakma.
• Al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur.
• Alacak ile verecek ödenmez.
• Alçak eşeğe herkes biner.
• Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır.
• Aldatan aldanır.
• Alına yazılan görülür.
• Alışmadık kıçta don durmaz.
• Alışmış kudurmuştan beterdir.
• Alem gider Mersin'e, sen gidersin tersine.
• Alet işler el övünür.
• Âlimin ölümü, âlemin ölümüdür.
• Allah bir kapıyı kaparsa başka kapıyı açar.
• Allah dağına göre kar verir.
• Allah doğrunun yardımcısıdır.
• Allah evlenen ile ev yapana yardım eder.
• Allah garibanı sevindirmek için önce eşeğini kaybettirir, sonra da buldurur.
• Allah ilmi isteyene, malı dilediğine verir.
• Allah imhâl eder (süre verir), ihmâl etmez.
• Allah yardım ederse bir kuluna, her işi girer yoluna.
• Allah'ın öldürmediğini kimse öldüremez.
• Allah'ın bildiği kuldan saklanmaz.
• Allah'tan umut (ümit) kesilmez.
• Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.
• Almadan vermek Allah'a mahsustur.
• Almaz isen satmaz isen ne işin var pazarda?
• Altın anahtar kale kapılarını açar.
• Altın ateş ile, insan mihnet (zorluk, musibet) ile tecrübe olunur.
• Altın pas tutmaz.
• Aman dileyene kılınç vurulmaz.
• Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz.
• Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
• Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
• Aptala (abdala) malûm olur.
• Ar insana, bâr (yük) hayvana yakışır.
• Ar gözden, kâr yüzden anlaşılır.
• Araba kırılınca yol gösteren çok olur.
• Arayan belâsını (cezasını) da bulur mevlâsını da.
• Arı bal alacak çiçeği bilir.
• Arıdan bal almak herkesin kârı değildir.
• Arif isen bir gül yeter kokmaya, nadan (cahil) isen gir bağçeye yıkmaya.
• Arif olan anlar.
• Arife bir işaret yeter.
• Arife tarif gerekmez.
• Armudun iyisini ayılar yer.
• Armudun sapı var, üzümün çöpü.
• Arsıza yüz verirsen astarını da ister.
• Arsızın yüzüne tükürmüşler, "yağmur yağıyor" demiş.
• Aslan yattığı yerden belli olur.
• Aş taşınca kepçeye baha (fiat, değer) olmaz.
• Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
• Aşığa Bağdat sorulmaz.
• Aşıklık başa belâdır, müşkül iptilâdır.
• Aşikâr düşman gizli düşmandan iyidir.
• Ata et, ite ot verilmez.
• At binenin, kılıç kuşananın.
• At ile yola giden eşeğin vay haline.
• At sahibine göre kişner.
• Atılan ok geri dönmez.
• Atın ölümü arpadan olsun.
• At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.
• Ateş düştüğü yeri yakar.
• Ava giden avlanır.
• Avcı avında, yolcu yolunda gerek.
• Ay ışığında ceviz silkilmez.
• Ayağında donu yok, başına fesleğen (şapka) ister.
• Ayağını yorganına göre uzat.
• Ayı ne kadar yol bilse avcı da o kadar hile bilir.
• Ayı yavrusunu severken öldürürmüş.
• Ayıpsız dost arayan dostsuz kalır.
• Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.
• Ayranı yok içmeye, gümüşten köprü ister geçmeye.
• Az söyle, çok dinle.
• Az söyle (konuş), öz söyle (konuş).
• Az tama (aç gözlülük, çok isteme) çok ziyan getirir.
• Az veren candan, çok veren maldan.
• Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz.
• Aza "nereye gidiyorsun?" demişler, "çoğun yanına" demiş.
• Azıcık aşım, kaygısız başım.
• Azıksız yola çıkılmaz.
• Bağa bak üzüm olsun, üzümünü yemeye yüzün olsun.
• Bağlı arslana tavşanlar bile hücum eder.
• Bâhil (cimri) olan zelil (alçak) yaşar.
• Bahşiş atın dişine bakılmaz.
• Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta.
• Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.
• Baktın kar havası, eve dön kör olası.
• Bal bal demekle ağız tatlanmaz.
• Bal tutan parmağını yalar.
• Balcının var bal tası, oduncunun var baltası.
• Balık baştan kokar.
• Balık deryada, tava ateşte.
• Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.
• Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
• Barika-i hakikat (hakikat kıvılcımı,şimşeği), müsademe-i efkârdan (fikirlerin çarpışmasından) doğar.
• Baskın basanındır.
• Başa gelen çekilir.
• Başlamak bitirmenin yarısıdır.
• Bedava sirke baldan tatlıdır.
• Belâ geliyorum demez.
• Belâya sabretmektir alemde hüner.
• Ben derim bayram haftası, o anlar mangal tahtası.
• Besle kargayı, oysun gözünü.
• Besmelesiz işe şeytan karışır.
• Beşer şaşar.
• Biliyorsan söyle feyz alsınlar, bilmiyorsan sus molla sansınlar.
• Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.
• Bin işit, bir söyle.
• Bir adama kırk gün deli dersen deli olur.
• Bir çiçekle bahar gelmez.
• Bir çiçekle yaz olmaz.
• Bir çöplükte iki horoz ötmez.
• Bir dirhem et, bin ayıp örter.
• Bir dokun bin ah işit.
• Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
• Bir elinin verdiğini diğer elin görmesin.
• Bir fıçı sirkeden ziyade bir damla bal ile sinek tutulur.
• Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
• Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.
• Bir koyundan iki deri çımaz.
• Bir musibet bin nasihatten iyidir.
• Bir evde dü (iki) zen (kadın) olursa olmaz o evde düzen.
• Bir şeyin önüne (başlangıcına) bakma, sonuna (neticesine) bak.
• Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar.
• Birlikten kuvvet doğar.
• Borç yiğidin kamçısıdır.
• Borç yiyen kesesinden yer.
• Borç ödemekle, yol yürümekle tükenir.
• Boş çuval ayakta (dik) durmaz.
• Boşboğazı ateşe atmışlar, "odun yaş" diye haykırmış.
• Boynuz kulağı geçer.
• Bozacının şahidi şıracı olur.
• Bozuk tezgâhtan düzgün kumaş çıkmaz.
• Bugün bana ise, yarın sana.
• Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir.
• Bugünün işini yarına bırakma.
• Bükemediğin bileği öp.
• Bülbülü altın kafese koymuşlar, "ah vatanım" demiş.
• Bülbülün çektiği dil belasıdır.
• Büyük balık küçük balığı yutar.
• Büyük başın büyük derdi olur.
• Büyüklük Tanrı'ya mahsustur.
• Büyük lokma yut, büyük laf etme.
• Câhil dostun olacağına âlim düşmanın olsun.
• Cami ne kadar büyük olsa da imam bildiğini okur.
• Can boğazdan gelir.
• Can çıkar, huy çıkmaz.
• Can tatlıdır.
• Çak çak eden nalçadır, iş bitiren akçadır.
• Çalma elin kapısını, çalarlar kapını.
• Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme.
• Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde kucağıma düşer.
• Çıkmadık candan ümit kesilmez.
• Çirkefe taş atma, üzerine bulaşır.
• Çivi çiviyi söker.
• Çivisiz tahtayı yel alır.
• Çobanın gönlü olunca tekeden yağ çıkarır.
• Çok bilen çok yanılır.
• Çok gülen çok ağlar.
• Çok söz yalansız, çok mal haramsız olmaz.
• Çok yaşayan değil, çok gezen bilir.
• Çorbanın taştığı yerde kepçenin fiyatı sorulmaz.
• Çürük iple kuyuya inilmez.
• Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz.
• Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
• Damdan düşen, damdan düşenin halini bilir.
• Damlaya damlaya göl olur.
• Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
• Dayak cennetten çıkmadır.
• Debbağ (derici) sevdiği deriyi yerden yere vurur.
• Değil bakla, vakitsiz baklava olsa yenilmez.
• Deli deliyi görünce çomağını saklarmış.
• Denize düşen yılana sarılır.
• Deme kış ve yaz, durma, hemen oku ve yaz.
• Demir tavında dövülür.
• Derdini söylemeyen, derman bulamaz.
• Dere geçilirken at değiştirilmez.
• Dert ağlatır, aşk söyletir.
• Dertsiz kul olmaz.
• Dervişin fikri ne ise zikri de odur.
• Deve Kabe'ye gitmekle hacı olmaz.
• Deveden büyük fil var.
• Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.
• Devletin malı deniz, yemeyen domuz.
• Dilin kemiği yoktur.
• Dilini tutan başını kurtarır.
• Dinsizin hakkından imansız gelir.
• Doğmadık çocuğa don biçilmez.
• Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
• Doğruluk hazinedir.
• Domuzdan post, gâvurdan dost olmaz.
• Duvarı nem, insanı gam yıkar.
• Dünya malı dünyada kalır.
• Düşenin dostu olmaz.
• Düşmanın karınca dahi olsa sen onu fil gibi gör.
• Düşmez kalkmaz bir Allah.
• Ecel (ölüm) geldi cihane, başağrısı bahane.
• Eceli gelen köpek, cami duvarına siyer.
• Eğri ağaca "yayım", her gördüğüne "dayım" deme.
• Eğri ekilen taze nihal (fidan), büyürse doğrulmak muhal (imkânsız).
• Eğri otur, doğru konuş.
• Eden bulur.
• Ekinci yağmur ister, yolcu kurak, her ikisinin muradını verir Hak.
• Ekmeden biçilmez.
• Ekmek çiğnenmeyince yutulmaz.
• Ekmeksiz ev, köpeksiz köy bulunmaz.
• El elden üstündür.
• El elin eşeğini, türkü çağırarak arar.
• El etek öpmekle ağız aşınmaz.
• El için kuyu kazan ilk önce kendisi düşer.
• El için yanma nâre, yak çubuğunu keyfini ara.
• El oğlu yumurtaya kulp takar.
• El yarası onulur (tedavi olunur), dil yarası onulmaz (tedavi olunmaz).
• El yarası unutulur, dil yarası unutulmaz.
• El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı (Bozdoğan armudu) sanır.
• Elden çıkan ele girmez.
• Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.
• Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.
• Elinle ver, ayağınla ara.
• Emanete hıyanet edilmez.
• Er olan ekmeğini taştan çıkarır.
• Ere inanma, suya dayanma.
• Erenlerin sağı solu olmaz.
• Erişir maksuduna aheste giden.
• Erkek arslan arslan da dişi arslan arslan değil mi?
• Eski dost düşman olmaz.
• Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı.
• Eşeğe altın semer vursan da eşek yine eşektir.
• Eşeği düğüne çağırmışlar, "ya odun eksiktir, ya su" demiş.
• Eşeği sağlam kazığa bağla, sonra Allah'a emanet et.
• Eşeğin canı acıyınca atı geçermiş.
• Eşeğin hatırı yoksa, sahibinin hatırı vardır.
• Eşek eşeği ödünç kaşır.
• Eşek hoşaftan ne anlar, suyunu içer üzümünü bırakır.
• Eşek ölür semeri kalır, insan ölür eseri kalır.
• Et tırnaktan ayrılmaz.
• Ev alma, komşu al.
• Evdeki hesap çarşıya uymaz.
• Evi ev yapan kadındır.
• Evvel taam (yemek), sonra kelâm (sohbet).
• Ey abdal, ey derviş, akça ile biter her iş.
• Fakirlik ayıp değil, tenbellik ayıptır.
• Fazla mal göz çıkarmaz.
• Fazla naz, aşık usandırır.
• Felek kimine kavun yedirir, kimine kelek.
• Galât-ı meşhur (yerleşmiş hata), lafz-ı fâsihten (düzgün söz) yeğdir.
• Garip kuşun yuvasını Allah yapar.
• Gel demesi kolay ama git demesi güçtür.
• Gelin ata binmiş, ya nasip demiş.
• Gelin babasına "Hem ağlarım, hem giderim." demiş.
• Gelin çiçek, her dediği gerçek; kaynana yılan, her dediği yalan.
• Gelirse hane boş, gelmezse daha hoş.
• Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer.
• Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz.
• Gönül ferman dinlemez.
• Gönül kimi severse güzel odur.
• Görünen köy kılavuz istemez.
• Göz görmeyince gönül katlanır.
• Göz iki, kulak iki, ağız tek. Çok görüp, çok dinleyip az söylemek gerek.
• Gözden uzak olan gönülden de ırak olur.
• Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var.
• Güvenme varlığa, düşersin darlığa.
• Gülme komşuna, gelir başına.
• Gülü tarife ne hâcet, ne çiçektir bilinir.
• Gülü seven dikenine katlanır.
• Gülün kadrini bülbül bilir.
• Gün doğmadan neler doğar.
• Güneş balçıkla sıvanmaz.
• Güvenma dayına, ekmek al yanına.
• Güvenma varlığa, düşersin darlığa.
• Güzellik kırk günde duyulur, iyi huy kırk yılda duyulmaz.
• Haddini bilmeze haddini bildirmek öksüze kaftan giydirmek gibidir.
• Hafıza-i beşer nisyan ile malûldür.
• Hak söze akan sular durur.
• Hâkimsiz hekimsiz memlekette durma.
• Hareket olmadan bereket olmaz.
• Harman yel ile, düğün el ile yapılır.
• Hasım hasıma mevlüt okumaz.
• Hasta olmayan sıhhatin kadrini (değerini) bilmez.
• Hatasız kul olmaz.
• Haydan gelen huya gider.
• Hayır dile işine, hayır gelsin başına.
• Hazıra hazine dayanmaz.
• Her arı bal yapmaz.
• Her çıkışın bir inişi vardır.
• Her çiçekten bal olmaz.
• Her derdin bir devası vardır.
• Her geceyi Kadir bil, her gördüğünü Hızır bil.
• Her horoz kendi çöplüğünde öter.
• Her işin başı sağlıktır.
• Her işte bir hayır vardır.
• Her güzelin bir kusuru vardır.
• Her koyun kendi bacağından asılır.
• Her kuşun eti yenmez.
• Her sözü söyleme, yerin kulağı vardır.
• Her taş baş yarmaz.
• Her vakit fırsat ele geçmez.
• Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
• Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar.
• Her yokuşun bir inişi vardır.
• Her yüzüne güleni dost sanma.
• Her zaman insana felek yar olmaz.
• Herkes kendi çıkarını düşünür.
• Herkes kendi derdinden söyler.
• Herkes nasibini yer.
• Herşey olacağına varır.
• Herşey zıddı ile kaimdir.
• Hesabı temiz olanın yüzü ak olur.
• Hocanın dediğini tut, yolundan gitme.
• Horoz dahi dişisini kıskanır.
• Huylu huyundan vazgeçmez.
• Isıracak köpek dişini göstermez.
• İbadet te gizlidir, kabahat te.
• İğne ile kuyu kazılmaz.
• İğneyi kendine, çuvaldızı ele batır.
• İki canbaz bir ipte oynamaz.
• İki çıplak bir hamama yaraşır.
• İki el bir baş içindir.
• İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur.
• İmam bildiğini okur.
• İnsan düştüğü yerden kalkar.
• İnsan kâh olur dağı kaldırır, kâh olur eriği kaldıramaz.
• İnsan ne bulursa dilinden bulur.
• İnsanın söylemezinden, suyun şarlamazından korkulur.
• İnsanlar söyleşe söyleşe (konuşa konuşa), hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır.
• İnsanoğlu çiğ süt emmiş kimse bilmez fendini, her kime iyilik yaptı isen ondan sakın kendini.
• İstenmeden yenilen aş, ya karın ağrıtır ya baş.
• İstisnalar kaideyi bozmaz.
• İşini bilmeyen kasap, ne bıçak bırakır ne masat.
• İşten artmaz, dişten artar.
• İt ürür, kervan yürür.
• İti an, çomağı hazırla.
• İşin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol.
• İşleyen demir ışıldar (pas tutmaz).
• İt ite, it de kuyruğuna buyurur.
• İyi adam lafının üstüne gelir.
• İyilik yap at denize, balık bilmezse Hâlik bilir.
• Kabahat samur kürk olmuş, kimse üzerine almamış.
• Kaçan balık büyük olur.
• Kaderin yaptığını kimse yapamaz.
• Kadının biri âlâ, ikisi belâdır.
• Kadının fendi, erkeği yendi.
• Kal'a (kale) içeriden fetholunur.
• Kalem kılınçtan keskindir.
• Kalemin yaptığını kılınç yapamaz.
• Kalp kalbe karşıdır.
• Kanaat (şükretmek, yetinmek) gibi devlet olmaz.
• Kara haber tez duyulur.
• Kâr zararın kardeşidir.
• Karanın yanına varma, kara bulaşır.
• Karanlığa lanet okumaktansa bir mum yakmak evlâdır.
• Karga öküzün başını kendi çıkarı için bitler.
• Karıncanın kanatlanması zevaline işarettir.
• Kaş yapayım derken göz çıkarma.
• Katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker.
• Kavgaya katılma, bilmediğin şeye atılma.
• Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.
• Kedi her zaman balık yemez.
• Kedi elde edemediği ciğere "pis" der.
• Kedi yavrusunu yiyeceği zaman "sıçana benziyor" dermiş.
• Kefenin cebi yoktur.
• Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur.
• Kem (kötü) söz (kalp akça) sahibine aittir.
• Kelin ilacı olsa başına sürermiş.
• Kendi düşen ağlamaz.
• Kendin için istemediğini başkası için de isteme.
• Kervan, yolda düzülür.
• Kesilen baş yerine konmaz.
• Keskin sirke, küpüne zarar verir.
• Kırkında saza başlayan kıyamette çalar.
• Kırkından sonra azanı teneşir paklar.
• Kısmet ise gelir Hind'den Yemen'den, kısmet değil ise ne gelir elden?
• Kısmetinde var ise kaşığında çıkar.
• Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla.
• Kızını dövmeyen dizini döver.
• Kimsenin ahı kimsede kalmaz.
• Kimsenin kısmetini kimse yiyemez.
• Kişi ektiğini biçer.
• Kişi kendinden üsttekilere değil, kendinden alttakilere bakmalı.
• Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
• Komşuda pişer, bize de düşer.
• Korkak bezirgân, ne kâr eder ne ziyan.
• Korkulu düş görmektense uyanık kalmak yeğdir.
• Korkunun ecele faydası yoktur.
• Köpeğe dalaşmaktansa, çalıyı dolaşmak daha iyidir.
• Köpeğin duası kabul olsa gökten kemik yağardı.
• Köpeğin hatırı yoksa da, sahibinin hatırı vardır.
• Köpek köpeği ısırmaz.
• Köpek neylesin takkeyi, tingilderken düşürür.
• Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı derler.
• Kör kendinden bilir.
• Körle yatan, şaşı kalkar.
• Körler sağırlar, birbirini ağırlar.
• Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz.
• Kötü komşu, insanı ev sahibi yaparmış.
• Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez.
• Kurda "boynun niye kalın?" demişler, "kendi işimi kendim gördüğüm için" demiş.
• Kurunun yanında yaş ta yanar.
• Kurt dumanlı havayı sever.
• Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.
• Kurt tüyünü değiştirir, huyunu değiştirmez.
• Lâfla peynir gemisi yürümez.
• Leyleğin ömrü laklakla geçer.
• Mahkeme kadıya mülk değildir.
• Mal canın yongasıdır.
• Marifet, iltifata tabidir.
• Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.
• Maşa var iken el yakılmaz.
• Mazlumun ahı arşa kadar gider.
• Merhametten maraz doğar.
• Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler.
• Minareyi çalan, kılıfını hazırlar.
• Misafir kısmeti ile gelir.
• Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.
• Mürekkep yalamakla âlim olunmaz.
• Mühür kimde ise Süleyman odur.
• Namus insanın kanı bahasıdır.
• Ne ekersen onu biçersin.
• Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.
• Ne verirsen elinle, o da gider seninle.
• Nefis ile mücadele dünya ile savaşmaktan zordur.
• Nefsinde tecrübe etmediğin şeyi başkalarına tavsiye etme.
• Nerde birlik, orda dirlik.
• Nerde çokluk, orda bokluk.
• Nerede hareket, orada bereket.
• Neye niyet, neye kısmet.
• Nikâhta keramet vardır.
• Olacakla öleceğe çare bulunmaz.
• Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi.
• Olmayacak duaya amin denilmez.
• Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz.
• Olursa bir evde dü (iki) zen (kadın), olmaz o evde düzen.
• Ormana bir balta girmiş, sapı bendendir demiş.
• Oynamaya gönlü olmayan gelin yerim dar dermiş.
• Ödünç güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir.
• Öfke baldan tatlıdır.
• Öfkeyle kalkan zararla oturur.
• Öküze boynuzu ağır gelmez.
• Öküzün altında buzağı aranmaz.
• Ölenle ölünmez.
• Ölüm gelmiş cihane, başağrısı bahane.
• Önce düşün, sonra söyle.
• Önce hesap, sonra kasap.
• Önce zahmet çeken, sonra rahmet bulur.
• Öz ağlamayınca göz ağlamaz.
• Para isteme benden, buz gibi soğurum senden.
• Para parayı çeker.
• Para ile imanın kimde olduğu belli olmaz.
• Parasızlık her fenalığı yaptırır.
• Parayı veren düdüğü çalar.
• Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.
• Rüzgâr eken fırtına biçer.
• Rüzgar esmeyince yaprak kıpırdamaz.
• Rüzgarlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın uykusu.
• Sabah ola, hayrola.
• Sabahın şerri akşamın hayrından iyidir.
• Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.
• Sabır ile koruk helva, dut ağacı atlas ve diba olur.
• Sabır meserretin (sevincin), acele nedametin (pişmanlığın) anahtarıdır.
• Sabreden derviş, muradına ermiş.
• Sabrın sonu selâmettir.
• Sade pirinç zede olmaz bal gerektir kazana, baba malı tez tükenir evlat dahi kazana.
• Sadık dost akrabadan yeğdir.
• Sağ olana her gün düğün bayramdır.
• Sağlık varlıktan önce gelir.
• Sağır duymaz, yakıştırır.
• Sakınılan göze çöp batar.
• Sakla samanı, gelir zamanı.
• Sanat altın bileziktir.
• Sarı öküzün yanında duran, ya huyundan, ya suyundan.
• Sayılı gün tez geçer.
• Saza saz ile, söze söz ile mukabele etmek gerek.
• Sebepsiz kuş bile uçmaz.
• Sel gider, kum kalır.
• Sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa?
• Sen dede, ben dede, bu atı kim tımar ede?
• Serçeden korkan, darı ekmez.
• Sev beni, seveyim seni.
• Sırrını söyleme dostuna, o da söyler dostuna.
• Sırt giydiğini, ağız alıştığını ister.
• Sinek küçüktür ama mide bulandırır.
• Son gülen iyi güler.
• Son pişmanlık fayda etmez.
• Sona kalan dona kalır.
• Sora sora Bağdat bulunur.
• Söyleyenden dinleyen arif gerek.
• Söyleyene değil, söyletene bak.
• Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı.
• Söz ağızdan çıkar.
• Söz gümüşse, sükût altındır.
• Su testisi su yolunda kırılır.
• Su uyur, düşman uyumaz.
• Surete bakma, sirete (hal ve harekete) bak.
• Sui misal, emsal teşkil etmez. (Kötü örnek örnek gösterilemez).
• Sular bulanmadan durulmazmış derler.
• Sükût ikrardan gelir.
• Sürüden ayrılan koyunu kurt kapar.
• Şairlere lazım olan bir söz ile bir sazdır.
• Şakanın sonu kakadır.
• Şap ile şeker bir değildir.
• Şecaat arzederken merd-i kıpti sirkatin (hırsızlığını) söyler.
• Şecaat kıyafetle değildir.
• Şeriatın kestiği parmak acımaz.
• Şeyh uçmaz, mürid uçurur.
• Taamın (yiyeceğin) ve kelâmın (konuşmanın) çoğundan perhiz lazımdır.
• Tablekâr (başında tabla taşıyan) başındakini satar.
• Talihi yar olanın yar sarar yâresini.
• Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz.
• Taş yerinde ağırdır.
• Taşıma su ile değirmen dönmez.
• Taşkınlığın sonu şaşkınlıktır.
• Tatlı söz (dil) yılanı deliğinden çıkarır.
• Tebdil-i mekanda (yer değiştirmede) sıhhat vardır.
• Tek durmayanın teknesi kırılır.
• Tencere dibin kara, seninki benden kara.
• Tereciye tere satılmaz.
• Terzi kendi söküğünü dikemezmiş.
• Teşbihte (temsilde) hata olmaz.
• Tok açın halinden anlamaz.
• Türkün aklı sonradan gelir.
• Ucuz etin suyu kara olur.
• Uma uma, döndüm muma.
• Ummadık taş baş yarar.
• Umut fakirin ekmeğidir.
• Uşağı işe koş, sen de ardına düş.
• Uyku geldi bedene, ne mutlu kalkıp gidene.
• Ülfet (tanışma, kaynaşma) hâsıl olunca külfet (zorluk) zail (yok) olur .
• Ürümesini (havlamasını) bilmeyen köpek sürüye kurt getirir.
• Üstadın yanında parende atılmaz.
• Üşenenin oğlu kızı olmazmış.
• Üzüm üzüme baka baka kararır.
• Vakit nakittir.
• Vakitsiz öten horozun başını keserler.
• Varlığa darlık olmaz.
• Varsa pulun, herkes kulun. Yoksa pulun, cehennemdir yolun.
• Ver eldekini ellere, sonra vur başını yerlere.
• Veren el alan elden üstündür.
• Vermeyince Mabud, neylesin Mahmud.
• Vücut kocar, gönül kocamaz.
• Ya bu deveyi gütmeli, ya bu diyardan gitmeli.
• Ya devlet başa, ya kuzgun leşe.
• Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.
• Yağmur yağar taş üstüne, her ne dersen başüstüne.
• Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.
• Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
• Yalnızlık Allah'a mahsustur.
• Yanlış hesap Bağdat'tan döner.
• Yapmak güç, yıkmak kolaydır.
• Yarası olan gocunur.
• Yarım elma, gönül alma.
• Yarım hekim adamı candan, yarım hoca dinden eder.
• Yaş kesen baş keser.
• Yaşın yanında kuru da yanar.
• Yavaş atın tekmesi yavuz olur.
• Yavuz hırsız ev sahibini şaşırtır (bastırır).
• Yemek emek ister.
• Yemeyenin malını yerler.
• Yenilen pehlivan güreşe doymaz.
• Yere düşmekle cevher sakıt olmaz (düşmez) kadr ü kıymetten.
• Yerin kulağı var.
• Yıkılan ağaca balta vuran çok olur.
• Yılanın başı küçük iken ezilir.
• Yiğidi öldür, hakkını yeme.
• Yiğit lakabıyla anılır.
• Yol yürümekle, borç ödemekle tükenir.
• Yoğurdum ekşi diyen olmaz.
• Yollar yürümekle aşınmaz.
• Yumuşak huylu atın çiftesi sert olur.
• Yuvarlanan taş yosun tutmaz.
• Yuvayı dişi kuş yapar.
• Zahirenin anbarı sabanın ucundadır.
• Zahmet olmadan rahmet olmaz.
• Zalim ettiğini bulur.
• Zaman sana uymaz ise sen zamana uy.
• Zaman zamana uymaz.
• Zarardan korkan kâr edemez.
• Zaruret (fakirlik) ateşten gömlektir.
• Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır.
• Zenginin gönlü oluncaya kadar fukaranın canı çıkar.
• Zenginin malı züğürdün çenesini yorar.
• Zırva tevil götürmez.
• Zora dağlar dayanmaz.
• Zor oyunu bozar.
• Zorla güzellik olmaz.
• Zulüm ile abad olunmaz.
• Zulüm ile dünya harap olur.
• Zulüm ile yapılan çabuk yıkılır.
• Zürefanın (zariflerin) düşkünü, beyaz giyer kış günü.
Bu sayfa son olarak 01 Ocak 2021 tarihinde güncellenmiştir.